2 Ekim 2010 Cumartesi

PORT HEDLAND (West Australia)













Batı Avustralya sahil şeridinden güneye doğru ilerlemek, yeniden yollarda doğa ile baş başa olmak muhteşem bir duygu. Dün geceyi yol kenarında ki bir alanda geçirdik. Öylesine bir kasaba olan Broome’un dahi geceye yansıttığı gürültüden uzaklaşarak sadece kuş seslerinin eşlik ettiği sakin geceleri nasıl da özlediğimi fark ettim bugün. Engin gökyüzünde varlığını sürdüren binlerce yıldızın altında uyuya kalmak ve gün doğumu ile yeni güne merhaba demek kendimi bana olduğumdan daha da özgür hissettirdi.


Bir sanayi kenti olan Port Hedland’a doğru yola çıktığımızda saatler 06.00’yı gösteriyordu. Ortalama 600km yolu durmaksızın ilerledikten sonra öğlen 14.00’te nihai destinasyonumuza ulaştık. Broome’un aksine Port Hedland’a serin bir esinti hakimdi. Hava sıcaklığı güneye doğru inmeye başladıkça düşeceği için kendimi şanslı hissediyorum.


Şehrin girişinde gözüme çarpan devasa tuz dağlarına bakakalmadım desem yalan olur. Okyanus suları yükseldiğinde öncelikle sular altında kalan şehir, güneşin yükselip suları buharlaştırması ile de tuzlar altında kalıyor. Daha sonra gün boyunca bembeyaz zeminin üzerinde çalışan tüm Avustralyalılara şans diliyorum. Tuz öylesine parlak ve aydınlık ki özel gözlükler takmadan tuzu işlemek neredeyse imkansız.
Batı şeridinde dikkatimi çeken gelgit karşısında ise etkilenmemek mümkün değil. Boylu boyunca kilometrelerce çekilen su akabinde yeniden kendimizi okyanusunda üzerinde yürüyüşe adadık.


Buradaki gökyüzü zannederim dünyanın hiçbir yerinde yok. %80 gökyüzünü tüm açıklığı ile görmek mümkün. Şehir de görüş mesafesi50 ilr 100 metre arasında sınırlı kalırken burada kilometrelerce ileriye odaklanmak ve ufuk çizgisini çıplak göz ile seyretmek söz konusu.


Port Hedland’da yapılacak fazla bir şey ne yazık ki yok. Şehrin öne çıkan en büyük özelliği ise, dönemsel olarak çalışmak isteyen turistlere yüksek rakamlarda ödeme yapıyor olması. Herhangi bir restoran veya bar işinde bile çalışıldığında saati ortalama 30- 40 dolardan başlayan çalışma şartları ile neredeyse tüm sırt çantalıların en uğrak çalışma mekanı olarak da nitelenebilir. Düşünsenize 1 ay çalışsanız cebinize en az 4000 dolar koyup yolculuğunuza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Elbette Türkler için bu hiç de basit değil, yazık ki Avustralya’da Türk vatandaşlarının çalışabilmesi için bir sponsor bulması gerekiyor. Ancak başka türlü bir vatandaşlığınız söz konusu ise, Avustralya’yı çalışarak gezmeden bu dünyadan gitmeyin derim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder