13 Temmuz 2010 Salı

THERMAL "BITTER SPRINGS"







Tüm termal suların içinde en favori yerim bitter springs oldu. Küçük palmiye ağaçlarının arasına sanki özenle yerleştirilmiş mavi bir yüzme havuzuna benziyordu. Gözlükle suyun dibine daldığınızda ise görüntü tamamen değişiyordu. Sanki iki farklı dünya gibiydi. Sıcak suyun içinde ilk defa gözlükle etrafı seyretme şansım olduğu için kendimi özel hissettim doğrusu. Suyun içinde ise bir tek canlı organizma bile yoktu. Sadece tatlı su kaplumbağaları. Onları da yazık ki ben göremedim. Ancak akıntıyla birlikte bu alanda yüzmekten çok keyif adlım. Elbette bu serüven sona erdiğinde bacaklarıma neredeyse kara sular inmişti.Tatlı su da yüzmek hiç de kolay değil, tuzlu suların kaldırma kuvvetine kendimi teslim ederken bu duygudan ne kadar da uzakta kaldığımı fark ettim o an.


Ancak bu termal havuzların gerçekten keyfini çıkarmak isterseniz, size gün doğumu ile birlikte suya girmenizi şiddetle öneririm. Hava aydınlanmaya yakın elbette hava oldukça serin oluyor, bu durumda gölün üzerinde, içinden çıkan dumanları görebiliyorsunuz. Ve tabi ki etrafta sizden başka da hiç kimsecikler olmuyor.İşte ben buna deneyim derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder