Katherine üzerinden kuzeye doğru yola alan herkesin şiddetle uğraması gereken bir yer olan Douglas Springs’e varmak için 7km toprak yoldan gitmek durumunda kalıyorsunuz. Şayet arabanız 4 çeker değilse bile, kiralık olmadıktan sonra bu yoldan gitmenin pek bir sakıncası olduğunu sanmıyorum. Ancak ne yalan, karavanın içinde ne var ne yok titremekten yerinde durmadan ilerlediğimiz 15 dakikanın pek de keyifli geçtiğini söylemeyeceğim.
Nitekim Douglas Springs’ e vardığımızda hava çoktan kararmıştı. Burada ki sus sıcaklığının kaynağında ortalama 50 dereceyi bulduğunu ve şelale ile birleşen yerlerinde ise giderek soğuduğunu, dolayısıyla su ısısını kendinize göre ayarlayabileceğimizi öğrenmiştik. Ortalama 34 derece olan suya girerken dahi yanma tehlikesi geçirdiğimi itiraf ediyorum. Ancak alıştıktan sonra, sıcak kumlarında yardımıyla ufak çapta bir spa havası yaşadım. Sabahın ilk ışıklarıyla yeniden sıcak ve soğuk suyun birleştiği alanları keşfetmekten ise apayrı bir tat aldım.
Aborijinlerin, doğum seramonisi için kullandıkları bu kutsal alana aslında girmek bir nevi yasak. Ancak merak elbette insanları ve beni de kamçıladığı için, burnumu inceden sokmadan da edemedim. Bu devasa toprak parçasının içinde bunca muhteşem doğa harikası ile senelerce yaşamlarını sürdürmüş olan Aborijinlere saygım sonsuz ancak, insan böylesine bir güzellikten de kendini kolayca alı koyamıyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder