25 Haziran 2010 Cuma

ALIGATOR GORGE











Uzun süre ortadan ikiye ayrılmış kara parçasının üzerine konmuş, sadece gidiş-geliş olarak kullanılan asfalt yolda, yani boşluğun tam da ortasında yolculuk ettikten sonra ulaştığımız bu “Gorge” içimde garip bir his yarattı. Çöl duygusu, olmayan her şeyden sonra ağaçlarla kaplı bu alana ulaştığımız da kendimi bir çeşit medeniyete veya popülasyonun olduğu bir alana doğru ilerliyormuş gibi hissetim. Adının neden Aligator Gorge olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yok. Ancak arabayla ilerlediğimiz yol boyunca yokuş aşağı indiğimizi söyleyebilirim. Sanki dünyanın tam ortasına bir delik açılmış da biz de oradan aşağıya doğru yolculuk ediyormuşuz gibi hissettiğimi söyleyebilirim.


Elbette Gorge’a vardığımız da hava kararmıştı. Gözün gözü görmediği bu alanda tuvaletlerin dahi olduğu yönü seçmekte güçlük çekiyordum. Belli ki bir ormanın ortasındaydık, ancak etrafımız da ne olup bittiğinden pek de emin değildim. Zannedersem hayatımda şuan bulunduğum Gorge dışında da herhangi bir gorge’da bulunmamıştım. Dolayısıyla neye benzediğine dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.
Bu durumda gün doğarken güne başlamak gayet güzel bir fikirdi. En kısa yol “600m with return” şeklindeydi. Bu durumda, baş koyduğumuz yol da ilerlemeye başladık. İlginç bir şekilde hala aşağıya inmeye devam ediyorduk. Bu bitmek bilmeyen merdivenleri dönüş yolunda nasıl çıkacağımı düşünmenin hiç sırası değildi biliyorum ama endişe etmeden de edemedim ne yalan. Bu manada 600metre kadar aşağıya doğru indikten sonra, sonunda kızıl kraterlerden oluşmuş bu devasa kayalara ulaşmayı başardık.


Okuduğum ve inanmadığım manasız yazıya göre, yüzyıllar evvel aslında burası sular altında bir kumsalmış. Suların yarattığı gelgitler sayesinde sürtünmeden birbirine yapışan bu kayalar sözde zamanla bu gorge’u oluşturmuş. Kimine göre, küçük kum tanelerinin zaman içinde evrim geçirip bu şekle dönüşmesi, kulağa mümkün ve rasyonel geliyor olabilir ancak açıkçası bana hiç de manalı gelmedi.
Diğer yandan, kayaların üzerinde yürüyebiliyor olmak, katmanların çeşitli değişik yansımalarından büyük keyif aldığımı itiraf etmeliyim. Yağmur mevsiminde burada yürümenin mümkün olacağını sanmamakla birlikte, kayalar boyu akıp giden gürül su birikintilerinin de ortama farklı bir hava katacağına neredeyse eminim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder