10 Mayıs 2010 Pazartesi

COOLUM BEACH










Rodney ile kısa sohbetimizin ardından yeniden yola çıkmaya karar verdik. Zaten Coolum Beach’e gitmek istiyorduk ancak orada Free Wifi olan Mc Donald’sın varlığını da öğrenince neredeyse koşarak gidecektik. Neydi bu internetten çektiğimiz?? Neyse ki önce kumsala attık kendimizi. Gene etrafımız kaykaylı çocuklar ve sörf yapan gençlik ile doluydu. Bu insanlar çalışmıyor muydu anlamamıştım ki ben!!! Haydi anneler çalışmıyordu peki ya babalar, ya bu gençler hiç biri mi okula gitmiyordu? Yaz tatilindeler miydi acaba, ulusal tatil falanda değildi… Çözemedim.


Ancak Coolum’un rüzgarı sörfe çok uygunken , kumun üzerinde güneşlenmek arzusu içinde yanıp tutuşanları kum fırtınası ile cebelleştiriyordu. Bol bol kumları yutup, kulağımın içine varıncaya kadar vücudumun her santimetre karesine kadar doldurduktan sonra, artık “tamam” deyip duşa yöneldim. Öğlen olmuştu ve biz gene acıkmıştık. Kısa öğlen yemeğimiz ve Mc Donald’da geçen saatlerimizin ardından 2 saat ömrü olan şarjım kendini teslim etti ve ben öylece kala kaldım. Hemen yanımızda bulunan ve alkol satan dükkana tüm sempatikliğim ile girerek, yardım rica ettim. Zavallı adam da sağ olsun kırmadı. Ben de bu fırsattan istifade yürüyüşe çıktım.

Coolum beach gerçekten de pek ihtişamlıydı. Engin dalgalar yine sahile vuruyor ve benim gibi yürüyen bir çok insana ev sahipliği ediyordu. Köpeğiyle gezen, koşan, bisiklete binen yüzlerce insan yine yollardaydı. Ne de olsa hava kararmak üzereydi ve güneş çok daha eğik geliyordu. Bu muhteşem günü yine bu beach’te sonlandırmaya karar verdik. Bugüne kadar çok hızlı hareket ettiğimiz fark edip, daha az kilometre yaparak günlerimizi daha çok gittiğimiz yerlerde değerlendirmeye karar vermiştik.
Ancak gecemizi bir yolun kenarında geçirebileceğimizi düşünmemiştik. Rodney’nin bize tarif ettiği “Rest Area” yı yazık ki bulamadık ancak bir parkın hemen önüne, aynı zamanda yolunda kenarı olacak şekilde park ettik ve gecemizi sonlandırdık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder