28 Mayıs 2010 Cuma

SUNSET IN BYRON BAY
















Her gün güneş batarken, enstrümanını kapan kim varsa bu kayaların yanına dizip ortada çalmakta olan müziğe eşlik ediyor. Ortaya çıkan mükemmel melodileri ancak dinlerseniz belki de ne demek istediğimi anlatmış olabilirim. Gitar solonun üzerine, Afrika drumları katılıyor, biri gelip armonikasını dillendirirken, diğeri darbukasını çıkartıyor. O da bitmiyor baterist biri gelip baş köşeye yerleşiyor ve hemen arkasından elektro gitar devreye giriyor. Mızıkalardan aklınıza gelebilecek, taşınabilir üflemeli çalgılardan sazlılara kadar dünyanın dört bir yanından insan gelip oradaki müziğin bir parçası oluyor. Dans eden ve etrafa pozitif enerji saçan bizler ise bu mükemmel ortamın bir parçası olmaktan haz duyuyoruz. Üstelik daha yeni çalmaya başlayanlar için mükemmel bir süreç oluyor. İşte şimdi elimde bir enstrümanım olsun isterdim.


Elbette gün batımını izlemek için gidilecek yer “Light House”tur. Geceleri fener görevi gören bu küçük tepeden tüm Byronu ve etrafını görebilirsiniz. Üstelik boylu boyunca uzanan okyanusun endamı buradan çok daha fazla hissediliyor. Aynı zamanda Light House’ın hemen etrafına doğru uzanan ormanın en uç noktası Avustralya’nın da en batı noktası oluyor. Pasifik okyanus da işte tam bu yüzden bu noktadan alabildiğine ihtişamlı gözüküyor. Elbette Avustralya’da tertemiz, bulutsu bir gökyüzü görmekte mümkün ancak, genel de beyaz pofidik, çılgın şekillerde gökyüzünü süsleyen bu bulutlar etrafta olduğunda gün batımı pek de hoş resmedilemeyebiliyor.

1 yorum:

  1. muthis gozukuyor tatlim...
    bu arada en dogu :) tutamadim kendimi hihihihihi:)

    YanıtlaSil