11 Mayıs 2010 Salı

NIMBIN SHOPS AND PEOPLE





Biri birinden enteresan bu kadar fazla insanın Avustralya’da bir şekilde toplanmış olmalarına gerçek anlamda inanmakta güçlük çektim. Çoğunlukla batılı gibi giyinerek bu alternatif yaşamdan uzak gözüken bu popülasyonun arasında demek hala hippi gibi yaşama arzusu içinde yanıp tutuşanlar da vardı. Etrafta ki tüm dükkanlar ve görebileceğiniz neredeyse her şey cannabis ile alakalıydı. “Thank you for POT smoking” “Ligalise, yes can-nabisi” “Hemp Embassy” gibi yazıları binaların üzerinde dahi görmek mümkündü. Bir çok insanın saçlarında cannabis şeklinde saç tokaları ve kıyafetlerinin üzerine dikilmiş ot yaprakları bulunuyordu.


Festival dahlinde “space cake” yani cannabisli cookie yapmayı ve cannabisi aynı zamanda çeşitli şekillerde pişirerek tedavi amaçlı kullanmayı öğrenmek için yemek dersleri veriliyordu. Ayrıca en iyi sigarayı sarma yarışması ve buna benzer birkaç yarışma dışında “Pot poetry” tadında sanatsal faaliyetler de bulunuyordu. Etrafta ise hala polisler geziyor, zaman zaman gençlerin ceplerini arıyor, aşırı cannabis tüketimini engellemeye çalışıyorlardı. Yani anlaşılan buradaki polis başka da bir işe yaramıyordu.


Günümüz bu bağlamda oldukça enteresan geçti. Gece olduğunda gönüllü olarak müzik yapılan bir alanda bulduk kendimizi. Onlar enteresan bir müzik yaparken ben de poi çevirmeye başladım. Birileri dans ediyor, öbürleri çığlık atıyor kimileri ise öylece müziği dinliyordu. Gece soğuktu, az üşüdük ama duş almadan da yatmadık. Nimbin Mardigrass’ın bizim için ilk günü gerçekten çok keyifli geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder