Turistik bilindik gezilerden farklı,birkaç günde değil emek vererek hazırlanmış, gerçek deneyimlerin yer aldığı, alışılmışın dışında bilgilere yer veren, görsel zenginliği bol olan, interaktif ve samimi bir gezi portalı. Hiç birşeyin imkansız olmadığının kanıtı, her yolun öyle veya böyle asla geri dönülmez olmadığının simgesi. Gezen gezmeyen, ilgilenen ilgilenmeyen, seven sevmeyen herkesin kendinden bir şeyler bulduğu kaçamak noktası.Dünya sadece sizin etrafınızda dönüyor! Şimdi keşfetme zamanı.
24 Şubat 2010 Çarşamba
Ve son durağımızdayız. Saat ne zaman 16.00 oldu hiç hatırlamıyorum. Denizin altında geçen keyifli anlar bana her şeyi unutturdu. Demir attığımız yerde,kaptanımız karpuz ve ananasları itina ile şekilli biçimlerde keserek bize ikram etti. Bu tropikal meyvelerin, insanın ağzını sulandıran tatlarına bayılıyorum. Sanırım en gelişmiş 5 hissimden ilki tat alma duyum olan dilim. Bayıla bayıla yedim. En son buradan uzaklaşmaya başladığımız ve Phuket’ e yaklaştığımız anda üzerimi giyerken kıyafetimin püskülleri bizim şapşal fransızın bacaklarına değimiş olacak ki bana s,nir bir ifadeyle “Nre yapıyorsun ?” dedi. Ah işte o anda artık sigortalarım attı. Ne kadar anladı ve ne anladı söylediklerimden bilmiyorum ama açtım ağzımı yumdum gözümü “You have been talking and fucking my brain since the morning. Now you shot the fuck up. Ok?” Ve sanırım gün boyunca metanetimi koruyamadığım noktaya an itibariyle ulaşmış oluyorum.
O kadar yorgun hissediyoruz ki, sanırım iyi bir deniz mahsüllerinin ardından sıkı bir uyku bizi ancak kendimize getirecek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder