8 Şubat 2010 Pazartesi

VE "KICHU RESORT" TAYIZ...



Herkes neredeyse naziklikten kırılacak. Ben bile bir şey isterken güçlük çekiyorum. Resepsiyondaki adama Laundry için kirli eşyalarımı teslim ediyorum adam bana teşekkür ediyor. Yahu sen neden ediyorsun ben teşekkür ederim. Yemek saatini haber veriyorlar, yemek bitince hemen gelip masadan toparlıyor, bir misafirperverlik, bir sakinlik bir centilmenlik ki, arabaya binerken şoför koltuğundan inip kapımı açıyor ve inerken de asla ıskalamıyor. Doğrusu burası çok başka demeliyim ben. Daha da ilginci, Kathmandu’dan ayrılalı 12 saati geçti ve biz hala elimizi cebimize atıp 1 cent harcamadık. Arada burada da Rupi kullanıyorlar ama Kathamndu ve Hindistan’dakinden farklı. Benziyorlar ne yalan, bir çok şey birbirini andırıyor ama aslında hepsi biri birinden farklı. Hani Japonlar ve Çinliler de öyle gelir ya ilk başta. Hepsi birbirine benziyor sanırsınız oysa içinde yaşadıkça insan ayrıntıları görmeye başlıyor ve özelliklerini ayırt etmeye başlıyor. Yani demeye çalıştığım şu ki, burada biz para harcamıyoruz. Önceden her şeyin parası ödeniyor ve susadınız mı, otelden alıyorsunuz. Acıktınız mı otelde yiyorsunuz. Bir şey almak isterseniz ille de o zaman ne olacağını yarın söyeleybiliyor olacağım. Heralde para cekiyorsunuzdur ama biz çekmeyeceğiz. Bu hissi yaşamak ve bir yandan Landrover bir jeep’le ortalarda gezmek enteresan bir deneyim oldu. Bhutan’a her sene belirli sayıda turist girebiliyor. Eskiden çok daha sıkı tutulan bu sistem seneler içinde azıcıkta olsa yumuşayabilmiş. Buraya elenktronik veya tütün vari her ne getirirseniz girerken soruyorlar. Ben ne tütün ne de kameram dışında bir şeyim olmadığını söyledim ancak külliyen yalan tabi. Devlet sigara içilmesini ve tütün tüketilmesini yasaklamış ama bu yasağı nereden bulduklarını bilemediğim bazı lokal insanlar zamanla yıkmış. Ama yasak adı üzerinde yasak. Sosyal topluluk içinde içmek yasak ve kimse de içmiyor ne yalan. Otelimiz çok modern, oda da her ikimizin de ayrı el ve vücut havlusu var, hatta bize birer banyo terliği bile vermişler. Odada ısıtıcı var ki bu muazzam bir şey. Her şeyden de öte, inanılmaz ama haftalar sonra yorgan vari bir şeyi içinde üzerimde battaniye ile uyuyacağım. Yorganımı gerçekten özledim. Ama aslında hiçbir önemi de yok bunu artık biliyorum. Ne giydiğimin de pek bir önemi yok aslında, kendimi temiz hissettiğim sürece tek önemli olan zannedersem sağlığım. Sadece ihtiyacımız olan şeyleri alarak, ki bunu kısmen Bhutan’da deneyimliyoruz aslında hayatta hiç bir şeye ihtiyacımız yok. Bildiğim tek şey bunca yorgunluğun üzerine bu gece çok güzel uyuyacağım.
Sevgiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder