24 Şubat 2010 Çarşamba

MAY BAY TO LOH SAMAH




Tabi ki bu bot turu şahsen bana sadece adaları göstererek vizyon katmak dışında kişisel gelişimime de faydalı oldu. Nasıl derseniz, anlatayım elbet. Botun arka kısmına oturmuştuk, nedense burunda oturmak çarpan dalgalar nedeniyle bana daha yorucu olacak hissi vermişti. Ancak büyük hata etmişiz farkında değilmişiz. Pek tabi nedeni yanımıza oturan berbat Fransızlar’dı. Aman allahım yaa, ben böyle bir çene görmedim. Hadi konuştukları, tartıştıkları mantıklı ve enteresan şeyler olsa canımı yesinler, kendine güveni bir parça olmayan egosantrik kadının sevgilisi veya nişanlısı veya yazık ki kocasına çektirdiklerine seyirci kalmak aklımı başımdan aldı. İğrenç aksanıyla sürekli zavallı adamı çalıştırıp, kızdırıp üzerine bir de çığlık çığlığa bağırıyor olması… Bununla da yetinmeyip, adam sesini çıkartmıyor diye başka konulara sıçrayarak onları da günün konusuna eklemesi ve hiç durmadan devam etmesi üzerine “Seinheiser” kulaklıklarımla kadının azabından beynimi, aklımı ve ruh sağlığımı korumaya çalıştım. Ne kadar başarılı olduğum ve olabileceğim o sırada büyük bir tartışma konusuydu. Nitekim, kadın her nedense her gelen dalga sonrasında ki ıslanmasında üzerime 10 cm daha yaklaşıyordu. Tanıyanlar bilir benim için fiziksel mesafe gerçek anlamda önem taşır. Yahu kardeşim üzerime mi çıkacaksın? Sesli sesli ama Türkçe olacak biçimde kadına söylenmeye başladım. Ama yok tüm sükunetimi ve sakinliğimi henüz korumakta güçlük çekmiyordum. Bu durumda 2ci adaya ziyaretimizin kısa sürmesine sevindiğimi söylemeliyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder