18 Ocak 2010 Pazartesi

ALLEPPEY BEACH







Öğlen odamızda birazcık dinlendikten sonra kendimizi kumsala attık. Altımıza sermek için 20 rupi ye paşmina kılıklı bir şeyler alarak denize doğru yumuşak kumun üzerinde yürümeye başladık. Kendimi o an İsrael’de hissettim. Etrafımızda yürüyen Hintli kadınlar olmasa belki aynı his daha uzun süre kalırdı ancak pek öyle olmadı. Bu beach’te de gençler hiç oturmuyor. Kimi frizby oynuyor kimi uçurtma uçuruyor. Hatta bizi de pek boş bırakmadılar. Yanımıza gelip frizby oynamayı teklif edenler oldu ama biz popomuzu kaldırmadık 
Uzun saatler uzandık, geleni gideni çekiştirdik. Bugün uzanma ve dinlenme günüydü. Açıkçası araba yolcuğu insanı yoruyor. Dolayısıyla iyi geldiğini söyleyebilirim. Güneş Arap denizinin tam ortasına 15 dakika içinde batıverdi. Gene yüzlerce fotoğraf çekmekten kendimi alıkoyamadım. Tanıştığımız bir çocuk bize Pomodori adında bir yeri önerdi. Yolumuzun üstündeymiş, ancak hep lokal insanlar gidiyormuş, kısaca turistlerin buradan pek haberi yokmuş. Yolumuz düşerse uğrayacağız. Burada insanlarla sohbet etmek çok daha kolay. Zannedersem sahil şeridi olduğu için gelen giden turistlerden dolayı ve denizin ılıman etkisinde kaldıkları için onlarında içi kıpır kıpır, muhabbet etmekten çekinmiyorlar. Tek sıkıntımız şoförümüzle. Ne yazık ki bir türlü anlaşamıyoruz. Kelime kelime giden bir muhabbetimiz var. This way, that way, yes no ve stop, go şeklinde ilerliyor. Burada İngilizcemizin primitif bir kıvama gelme ihtimali çok yüksek. Olur ha karşımıza tursitler çıkarsam kilitlenip kalabiliriz bile. Komplike cümlelerden öte, oldukça basit birkaç İngilizce cümleyi bile kurduğumuzda yüzümüze aval aval bakanların sayısı oldukça yüksek ancak başa gelen çekilir. Her şeye rağmen korktuğumuz pislik ve felaketler bizi bulmadığı için kendimizi çok şanslı ve iyi hissediyoruz. Oysaki gelmeden önce günlerce duş alamayacağımız anların bizi beklediğini sanıyorduk. Bu düşük beklenti sayesinde bugün elimizde olan her şeye altın değerinde sahip çıkıyoruz. Yarın Kovalam’ e geçiyoruz…
Sevgiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder