16 Ocak 2010 Cumartesi

LUNCH TIME “Yammy”



Burası bizi sadece uyutmakla kalmıyor aynı zamanda acıktırıyor da. Pune’den ayrıldığımızdan beri yemek yemeden 3 saat fazla geçiremez oldum. Park’tan çıktığımızda bir kaplan kadar açtık. Hemen bolca turistin olduğu bir lokantaya gittik. Tatlı ekşi soslu tavuk, sebzeli pilav ve japati söyledik. Ah o tavuk var ya beni bitirdi. İçinde nasıl bir acı vardı tarif edemiyorum ama o an bittiğim an oldu. Yutkunamadım, ağzımdaki yemeğin devamını da çiğnemeye koktum ve hatta nefes bile alamadım desem yeridir. Çiğnemeden yuttuktan hemen sonra, ağzıma japati’leri tıktım, ama geçmedi, kola içtim daha beter oldu. Ah kimin ahı tuttu bilmiyorum ama tamamdım. Önce ağzım sonra boğazım sonra ciğerlerin ve hemen akabinde midem yanıyordu. Yanma duygusu uzun süre vücudumu terk etmedi. İnanın ki abartmıyorum. Yüzüm kızardı, ısındım hatta giyinmiştim daha önce soyundum. Ama gitmedi, bitmedi acı uzun süre etkisini korudu.

2 yorum:

  1. sevgili dostum,
    herkesin vucudu herseye alismaya musait. yiye yiye aci toleransini arttirablecegini dusunuyorum. bu aralar takinti haline getirdigim kavrulmus kirmizi biberler sayesinde bende aci sinirimi baya yukseltmis bulunuyorum. darisi basina:)

    YanıtlaSil
  2. hahaha... canim benim .. benim süreç baya acılı.. neler çektiğimi dilim ve miğdem dışında kimse bilmiyor ama tavisyene uyacağım..

    YanıtlaSil