15 Ocak 2010 Cuma

DAY, 3 AT OSHO INTERNATIONAL,



Bir iki gündür yazmıyorum. Nedense içimden gelmedi. Aslında yazmak bir yana dursun,konuşmakta pek gelmedi içimden. İnteraktif olmaktan yorulan vücudumun parçalara ayrıldığını hissettim. Bir silent treatment değil elbet bu, burada konuşuyoruz. İletişim kurup, yeni insanlarla tanışıyoruz. Bazen bu iletişim sessiz de olabiliyor elbet. Her gün saat 10.45’te Mermer zeminin üzerinde, etrafımız ağaçlarla çeviriliyken dans ederek kutlama yapıyoruz. Varlığımız için teşekkür ediyor, kendimizi özgürce sadece dans ederek yaşatıyoruz. Burada ki birçok şeyi yazarak anlatamayacağıma karar verdim. Yazdım mı ben, sizinde benimle burada olabilmenizi hayal ederek yazıyorum. Ancak geçtiğim bu evreleri tasvir etmekte güçlük çekiyorum. Bunlar kişinin kendi iç dünyasına özel deneyimler. Bana göre her deneyim de ayrıca tasvir edilebilir ve paylaşılabilir aslında ancak doğru kelimeler dudaklarımızın veya parmaklarımızın arasına geldiği zaman. Bazen yaşamın içinde birçok olay gelir başımıza, o sırada verdiğimiz tepkiler ve psikolojimize verdiği etki ile, 1 saat sonra veya günler hatta yıllar sonra hatırımızda kalan duygu yazık ki veya iyi ki metamorfoz geçirir. Sevdiğimiz bir kişiyi kaybettiğimizi öğrendiğimiz an da ki hissimiz ile, yıllar sonra o anı tasvir ederken duyduğumuz his çok farklıdır. Hatta o ana dair anılarımıza, o an fark etmediğimiz ama daha sonra anlatırken hatırladığımız ufak tefek detaylarda eklenir. Yaşam da değişmeyen tek şey değişimdir ve biz sürekli değişiyoruz.
Tam 5 dakika önce Osho Oditoryumun önünde, ellerimi çenemin altına koymuş, akmakta olan suyu izliyordum. Güneş bir yandan beni ısıtıyordu ,diğer yandan kuş seslerini dinliyordum. Ayak sesini bile duymayacak kadar kendimle olduğum o an aklıma bir şeyler yazmak geldi. Cümleyi kafamda sürekli tekrarlayarak, su birikintisinin karşısındaki sandalyeye oturdum, içimde hala aynı düşünce ve cümle vardı. Bilgisayarımın açılmasını beklediğim tam da o an, önümden geçen bir adam gidip ağacı öptü ve ona sarıldı. İşte o an, değil yazacağım cümleyi, aklımdaki birçok şeyi unuttum. Neden sonra bilgisayarım açıldı ancak artık farklı şeyler düşünüyordum. Ben her zaman dikkat sorunu olan biriydim, küçüklüğümden beri bu sıkıntıyı (kimine göre sıkıntı) tedavi etmek için elimden geleni yaptım. Kendimi eğitmem ve sosyal ortamdaki tüm insanlara ayak uydurabilecek kıvama gelmem oldukça zaman aldı. Şimdi, varlığımı oluşturan bu özelliğimi tamamen ortadan kaldırdığımı söylesem veya tamamen kaldırsam kendimi inkar etmiş olacağım. Bu nedenle, az önce yaşadığım spontane anı buna bağlamak istemiyorum. Yazacaklarımı unutmuş olmamanın tek nedeni, değişim. Bazen bir şeye bakış açınızın değişmesi için tek bir söz yeterlidir. Ben burada çok şey görüyorum ve dinliyorum. Her birinizin yaşam içinde ayrı ayrı tatlar aldığına ve hisler yaşadığına, hatta bambaşka şeyler düşündüğüne eminim. Buradaki deneyimlerimi daha fazla tasvir edemediğim için affınıza sığınıyorum.
Sevgiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder