18 Ocak 2010 Pazartesi

THEKADDY, DAY 2







Kerala büyük bir yer. Gez gez bitmiyor. Sabah 07.00’de enteresan Hint ezgili bir takım müziklerle küfür ederek uyandık. Bugün 2 gündür kaldığımız otelden check out edecektik ve zaten de erken kalkacaktık ama bu kadar da değil. Umursamadık ve yataktan kendimizi attık. Sabahları, bölge dağlık olduğu için enteresan bir ayaz oluyor buralarda, o nedenle güneşe aldanmamak lazım. Toparlanıp odadan ayrılacakken, günlerden Pazar olması münasebetiyle sokaktan enteresan ayin sesleri gelmeye başladı. Diğer birçok şehrin aksine, Kerala bölgesinde Hıristiyanlık öncülük ediyor. Adım başı manastırlar, kiliseler, haçlar, rahibeler ve Hıristiyan okullar görmek mümkün. Bu nedenle bu kutsal günden biz de faydalanmış olduk.

Yola koyulduğumuz da saat 09.00 olmuştu. Otelin bize verdiği haritaya göre Munnar’dan Thekaddy’e ulaşmak sadece 22 km idi. Ancak kazın ayağı öyle değilmiş. Neredeyse 2.5 saat yol yaptık. Ancak geçtiğimiz yolları tarif etmek yerine resimlerini çekmeye karar verdim. Burası Lord Of the Rings’deki hobitlerin yaşam sürdüğü ormana benziyordu. Güneşin çay tarlalarını ısıtması, ve göle yansıması ben de tasviri mümkün olmayan bir hayranlık duygusu yarattı. Yol gittikçe gidiyordu ancak görebildiğim şey yolun devamından ziyade boylu boyunca uzanan yeşilliklerden ibaretti. Virajlı yolları öylesine güzel bir mimari ile yapmışlar ki yolun devamı gözükmüyor, gözüken tek şey doğanın harikalığı. Bir tırmanıp bir aşağıya iniyorduk. Kafamı arabanın benceresinden çıkartıp kolumu da üzerine dayadım. Kulağımda müziğe eşlik eden rüzgar bir yandan yüzümü yalıyordu bir yandan da beni uçurup götürüyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder