15 Ocak 2010 Cuma

DAY 5 AT OSHO INTERNATIONAL



Bugün Osho’nun aşramının bir cennet olduğuna karar verdim. Bu sabah dün gece sıkıntılı geçtiği için 5’te kalkalamadım ama kurulu bebek gibi 06.30’da uyandık. Saat 07.30’da yoga vardı. Yine mermer zeminin üzerinde, ağaçların arasında kuş sesleriyle birlikte güne merhaba derken buldum kendimi. Yüzümdeki bu tebessüm burada olduğum sürece hep varlığını koruyacak buna eminim. Sokakta nekadar gürültü, kaos ve gereksiz enerjiler var ise, burada da o kadar huzur, sakinlik ve güzel insanlar var. Zaten bu güzel insanları da giderek kendinize doğru bir çekim gücüyle çekilirken görüyorsunuz. Onlarla birlikte dans etmek, aynı havayı solumak ve o inanılmaz saygı sınırını başka bir yerde gördüğümü hatırlamıyorum.
Geçen gün burayı Vanessa’ya şöyle açıkladım. Bu aşram (tabi bana göre) kendilerinin sosyal ortamda deli olarak adledildiği kişilerin normal bulunduğu, garip algılanmadığı hem de normal olarak tanımlanan insanların içindeki delilikleri keşfettiği ve her şeyin tamamen doğal olduğu bir yer. Kurallara uyduğunuz sürece burada bir yaşam geçirmemek için çılgın olmak lazım.
Tüm yaşadığımız gerginlik dolu anlardan sonra, Osho Center’dan içeri girdiğimiz anda, içimin hafiflediğini hissettim. Gerek meditasyon yaparken, gerek bir su birikintisini izlerken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder