11 Mart 2010 Perşembe

Hmmmm STICKY RISE

Pirinçle aram sanırım doğduğumdan beri hep çok iyiydi. Zaten ne zaman hasta olsam lapa pilav yediğimi, veya küçükken minicikken yemek yemek istemediğimde pilav, köfte ve domates püresi kombinasyonunun önüme geldiğini hatırlıyorum. Hatta küçükken anneannemin bana yapmasını sevdiğimden güzel tatlı da sütlaçtı. Bir çocuk ki bu kadar pirinç delisi olsun, işte o benim. Her fırsatta, risotto yemek veya suchi’ye olan en büyük bağlılığımın nedeni hep pirinç oldu. Kısaca Tayland ile cennete düştüm diyebilirim. Veya uçtum mu demeliyim.!? Üstelik batı kültüründe her nedense pirinç ve makarna karbonhidrat değerleri yüksek olduğu için her rejimde yasaklanır. Oysa burada sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeği olmak üzere hatta tatlı ile birlikte her öğün ve durumda itinayla yenebiliyor. Yine de hemen hemen hiçbir restoranda tatlı menüsünün olmadığını da eklemeliyim. Ancak bir menüde yakaladığım “sticky rice with ice-cream” aklımı başımdan alıp götürdü. Pirinç havuzunun üzerinde tüm ihtişamıyla duran parça çikolatalı ve karışık meyveli 2 top dondurmaya saldırmamak için kendimi zor tuttum. Ah bu nasıl orgazmik bir tattı? Hafif ılık dolu dolu tatlı pilav ve buz gibi ve müthiş lezzetli dondurma kombinasyonu kulağa güzel gelmiyor olabilir ama dilimin üzerinde ki her noktanın zevkten dört köşe olduğuna sizi temin edebilirim. Bu sticky Rice’da elbet bizim ağzımızdan çıktığı gibi telaffuz edilmiyor Asya’da “Tiky ray” bir de bunu mangolu yedim mi hayatta benden daha mutlusu yok… Hatta keyfime diyecek yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder