Turistik bilindik gezilerden farklı,birkaç günde değil emek vererek hazırlanmış, gerçek deneyimlerin yer aldığı, alışılmışın dışında bilgilere yer veren, görsel zenginliği bol olan, interaktif ve samimi bir gezi portalı. Hiç birşeyin imkansız olmadığının kanıtı, her yolun öyle veya böyle asla geri dönülmez olmadığının simgesi. Gezen gezmeyen, ilgilenen ilgilenmeyen, seven sevmeyen herkesin kendinden bir şeyler bulduğu kaçamak noktası.Dünya sadece sizin etrafınızda dönüyor! Şimdi keşfetme zamanı.
18 Mart 2010 Perşembe
ANGKOR THOM
Angkor Watt ile Angkor Thom arasında zannedersem 15 dakikalık bir tuktuk yolculuğumuz oldu. Koskocaman, uzun ince ağaçların sıra sıra dizili olduğu bir yol sonunda karşımıza Angkor Thom’un kuzey kapısına çıkarttı.
11 YY’de inşa edilen bu yapıyı ilk önce odun kullanarak diktikleri için büyük bir kısmı hasar görmüş ve yok olmuştur.
Angkor Thom’un 5 ana girişi bulunmakta. Her giriş ve çıkış kapısının 2 yanında 54’er adet heykel var. Heykellerin 54 adeti şeytan’dan diğer 54 adeti ise Budha’dan oluşuyor. Ve bu heykellerin tapınağı koruduğuna inanılıyor. Tabi ki Khmer felaketi sırasında bu tapınakta yağmalanmış. Bu durumda daha sonradan yenilendiği için, koruyucu heykellerin gövde ve kafa kısımlarında ciddi bir ton farkı bulunuyor. Bu yüce yapıyı kaldırıp götürmeye kim cesaret eder, insanın aklı almıyor doğrusu…
Etrafta bir tek tanecik Monk görememek üzüyor beklide insanı. Öylesine çok turist var ki, sanki gizemini yitirmiş tapınak tüm ihtişamıyla orada duruyor ama eskisi kadar fonksiyonel değil belli oluyor. İnsan üzülüyor, tam o sırada bir zaman makinem olsun istiyorum. Yeter ki beni o bahçenin, o tapınağın kullanıldığı zamana götürsün bir süreliğine…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder