11 Mart 2010 Perşembe

KOH HAI

Bau’nun teknesiyle birlikte sabah erkenden denize açıldık. Asıl hedefimiz “Koh Rok” adasına gitmekti ancak bunun için diğer adadan 3 yolcu daha almamız gerekiyordu. Nitekim o adaya ulaştığımız da bizi bekleyen kimsecikler yoktu. Zannedersem Koh Rok’a gitmekten vazgeçmişlerdi. Bau’yu tanıdığımız ve 2 kişi için o adaya gitmesinin ona pahalıya mal olacağını bildiğimiz için çevre adalarda gezme fikrine boyun eğdik. İlk durağımız şnorkel yapabileceğimiz bir kayalık oldu. Denizin altında bambaşka bir yaşam hakimdi. Zaman zaman şnorkel ile de olsa bu yaşama seyirci kalmayı gerçekten seviyorum. Suyun altında ki seslik ve nereye gittiğini çok iyi bile yüzlerce balık görsel bir şölen oluşturuyordu. Burada akıntı oldukça hızlı olduğu için kendimi bir anda indiğimiz botun 100 metre ilersinde buldum. Geri dönmekte pek kolay olmadı ne yalan ama başardım.
Hemen akabinde buraya gelirken girdiğimiz mağaraya Vanessa girmediği için yeniden aynı laguna doğru yola koyulduk. Elbette ben dışarıda beklemeyi tercih ettim+ Bu mağarayı 2ci ziyaret edişimdi. Ve sanırım 1 kere durumu algılamak için yeterliydi. Geri geldiklerin de adanın 10 dakika uzaklığında kimseye ait olmayan ve kimsenin de yaşam sürmediği Sabai Beach’e ulaştık. Yemek yemek için bir gölge bulduk, kumların üzerine uzandıp saatlerce kendimden geçtim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder