13 Mart 2010 Cumartesi

KOH SAMUI, Chaweng Beach





Önce Chaweng Beach’i neredeyse boydan boya yürüdüm. Hava iyice soğumaya başladığında ise sokak tarafına geçerek yürümeye başladım. Hoşuma giden ilk deniz mahsulleri restoranına girerek kendime tabi ki karidesli pilav söyledim. Karnım doyduğunda ise hesabı ödeyip kalktım. Az yürüdükten sonra motorumun başına geldim ve elbette artık bir kitapçı arzusuyla yanıp tutuşmakta olduğum için motora atlayıp gezme kararı aldım. Git git bitmeyen yollar beni ardı arkası kesilmeyen restoran ve barların olduğu sokaklara getirdi. Ne zaman ki bir Seven Eleven gördüm işte orada nihayet durdum. Kitapçı bulmak hiç de zor olmadı. Tam gidecekken yanıma yaklaşan adam ve nerelisin sorusuna cevap verirken,Türk oluşum anlamadığım bir şekilde çok hoşuna gitti ve beni hemen sokağın köşesinde duran tur şirketine yönlendirdi. Aslında neden oraya gittiğimi bilmeden geldiğimi söyledim şirket sahibi adama, o da bana Türkçe olmak üzere “Hoş geldin, hiç yoksa merhaba demiş oldun” dedi. Nitekim öyleydi, eh bulmuşken bir Türkü tabi ki ince sorularımla daralttım. Bu adada neler yapılır, nereye gitmeli? Koh Pangan nasıl bir ada, peki ya Koh Tao? Koh Chang’a gitmeyi düşünüyorduk ama sen ne dersin? Elbette ki bu ufak sohbetin ardından kazançlı çıkan o oldu ve bana günlük bir safari turu sattı. Ertesi sabah erkenden gelip beni otelimden alacak ve akşam da otelime bırakacaklardı. Üstelik öğlen yemeği de dahildi. Hiç fena gelmiyordu kulağa ama yarın görecektim işin asıl rengini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder