27 Mart 2010 Cumartesi

LAOS & VIETNAM VISA PERMIT



Sözlerime nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Kalbim kırık, içim buruk, gözlerim dolu… Kendime mi kızsam Vietnam ve Laos’a bu kadar çok gitmek istediğim için, yoksa Türk Vatandaşı olduğum için yediğim 2. Sınıf insan muamelesine mi sinirlensem yoksa bir halttan anlamayan Konsolosluklardan mı çıkartsam hıncımı hiç bilemiyorum. Ama sanırım bir şeyi açıklığa kavuşturmadan rahat edemeyeceğim; Neden giremedik biz bu ülkelere? Bangkok’taki Türk Konsolosluğundan bile daha çok bilgiye sahibiz bu konuda. Onlardan yardım talebinde bulunduğumuz halde bize saçma bir şekilde, “biz de turistlere Türk vizesi vermiyoruz buradan” deyip işin içinden çıkmaya çalışmalarına ise anlam verebilmek mümkün değil. Yahu kardeşim, evrendeki tüm Avrupa, Amerika, Avustralya hatta Afrika Vatandaşları bile bu iki ülkeye de ellerini kollarını sallayarak istedikleri ülkeden vize alabiliyorken, bizim neyimiz eksik? Bu Türki cumhuriyetlere ve bir şekilde bizim ülkelmize de uygulanan garip prosedürün manası nedir? Neden bir bilen yok ve hiç değilse bize bir açıklama getiremiyor veya getr miyor?
Yine burada da Türklüğümüz gelip bizi buldu. Yol boyunca belki 1 belki 2 Türk’e rastladık zaten, gezen bir millet değil ki Türkler… Eh bu durumda da pek soracak ve konuyla ilgili yeterli bilgi alacak birileri çıkmadı karşımıza… En çok neye alındım aslında; burada kendi milletini koruyan sürüyle turizm şirketi bulunuyor. Ben yollarda fellik fellik sorumlu ama sorunsuz birini ararken, yolda gözüme çarpan Israilillerin hizmet verdiği kocaman bir şirketine rastladım. Elbette sadece İsrail vatandaşlarının sorunlarını çözmeye programlıydılar, nereden bileceklerdi bizim günlerdir neler çektiğimizi… Ama o an gerçekten bir İsrail vatandaşı olmayı arzuladım yürekten... Elimden tutsunlar, beni bir köşeye oturtup tüm kaygılarımı benden alıp, beni sağ salim bu ülkelere gönderebilsinler istedim. Hüzünlü hüzünlü gözlerinin ta içine baktım ama şimdiye kadar derdimizi anlattığımız hiç kimsenin yardım edemediği gibi onlarda üzgün olduklarını söyleyerek beni yolcu ettiler. En büyük dilemma ise herhangi bir turizm şirketine gidip yardım taleb ettiğimiz de bize “doğrudan Konsolosluğa başvurmanız gerekiyor” derken, konsoloslukların “Arada bir turizm şirketi olmalı kendiniz başvuramazsınız.” diyor olması. Pin pon topu gibi oradan oraya gidip, gereksiz yere zaman ve para harcarken tükettiğimiz nefesimizin ve üzgün kalplerimizin dışında elimizde şuan hiçbir şeyimiz yok.

Hal böyle olunca rota elbet yine değişti. Şimdi Tayland’ın kuzeyine doğru yoldayız. 12 saat sürecek olan yolculuğumuz Saat 18.00’de başladı. Yarın sabah 06.00 sularında Chang Mai’de olacağız. Biraz olsun gerginliğimizden uzaklaşarak yeniden gezme psikolojisine gireceğimiz için çok heyecanlıyım. Her işte bir hayır vardır şeklinde evrenin akışına bıraktığım vizeleri bir türlü alamadık. Bu durumda artık doğru yolda olduğumuzu umuyoruz… Vize almaya çalışmakla geçen bu 1 haftanın bize bir şeyler katmış olmasını dileyerek sizi selamlıyorum….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder