25 Nisan 2010 Pazar

LAKE TINAROO “Kairi”






Bu küçük şehrin, kimilerine göre mükemmel olarak niteleniyor olması bizi bu yola iten yegane nedendi ancak diğer yandan acilen bir kamp alanı bulup, karavanımızı şarj etmemiz de gerekiyordu. Üstelik de çok ama çok acıkmıştık. Suyumuz da fazla olmadığından karavan alanı olan bu şehre acil giriş yaptık. Gene yol boyunca mükemmel tarlalar ve bayırlardan geçtik. Hele de yolda “Avocado 2$” yazısını görünce hemen sağa kırıp içeri girdik. Toplam 6$ vererek, 5 avocado, 6 muz ve 12 yumurtanın sahibi olduk. Üstelik hepsi de taptazeydi…

Yarım saat yola devam ettikten sonra, ilk kamp alanımıza ulaşmayı başardık. Hemen şarj olduk, suyumuzu doldurduk ve ben yemek yapmaya koyuldum. Aldığımız Hindistan cevizi kreması, sebzeler ve pilav ile 15 dakika içinde son 1 haftadır yediğimiz en güzel yemeği yediğimizi böbürlenerek açıklıyorum. İyi yemek yaptığım için değil elbet, sebzelerin tropik ve taze olması tatlarının inanılmaz lezzetli olmasında ki en büyük etkendi elbette.

Kısa bir duş alıp, eşyalarımızı da itinayla yıkadıktan hemen sonra yeniden yola koyulmak üzere hazırdık. Bu kısa süreli hizmet ise bize sadece 5$’a patlamıştı. Bu saçma pahalı kamp alanında geceleyecek olsak, tabi tutulacağımız ücret ise 27$ olacaktı. Ama kısa süreli kalarak bu çılgın külfetten kurtulmuştuk. Acilen yeniden yola koyulma vaktiydi. Çünkü yine güneşin batmasına sadece 1,5 saatimiz vardı. Böylece “Yungaburra” üzerinden en seri şekliyle “Malanda”ya ulaştık. Vardığımız alan da bedava elektrik ve su da vardı üstelik. Bu gece artık rahattık. Karnımız tok, karavanımız sıcak,ışıklı ve elektrikli, üstelik 20 metre öte de duşlarımız da tuvaletimiz dahi vardı. Daha başka ne isteyebilirdik ki? Sonunda karavanımızın rahatlığını ve keyfini sürmeyi başarmıştık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder