Cumhuriyet ile yönetilen bu ülke için bonus diyorum çünkü, buraya ulaşmak bizim için neredeyse mucizevi bir durumdu. Üstelik Singapur ile ilgili söylentiler de ülkeyi daha da gidilesi daha da gizemli kılıyordu. Nasıl bir yer vardı kafam da bilemiyorum ama gördüklerim karşısında şaşırmadığım kesindi. Sadece nasıl oluyordu da bir Asya ülkesi bu kadar temiz, bu kadar şık, bu kadar düzgün olabiliyordu?
Singapur başkentiydi singapur’un ve sınırları belirlenmiş başka şehirler de mevcut değildi zaten… Başkent Singapur Güneydoğu Asya'nın en büyük limanı ve doğu ile batı ticaretinin başlıca birleşme noktalarından biri olması nedeniyle belki de bu kadar önemli ve gelişmiş bir ülkedir. Ayrıca bu ülken Malakka Yarımadası'nın güney ucunda, 50 adacıktan oluşan bağımsız bir ada cumhuriyeti olarak da tanımlanabilir.
Bangkok havaalanından sabahın saat 07.00’sinde kalkan uçağımız 3,5 saat sonra Singapur, Changi hava alanına indi. Uçaktan inerken dahi, havaalanın temizliği ilgimizi çekmişti. Alelacele büyük çantalarımızı akşam geri almak üzere depoya teslim ettikten sonra, havaalanından direk olarak şehir metrosuna bağlandık. Ortalama 40 dakika sonra ise şehir merkezindeydik…
Ülkenin hiçbir yerinde sigara satılmıyordu. Zaten buraya gelmende evvel Bangkok havaalanından almak istediğimiz tütünleri Singapur’a sokamayacağımızı öğrenince ayrıca bir şaşkınlık yaşadık. Üstelik buraya içki sokmanında belirli bir limiti vardı. Daha da kötüsü, herhangi bir şekilde uyuşturucu bulundurmak veya kullanmak idam cezasına çarptırılmanıza neden oluyordu. Yani ekstra dikkatli olmak adına, beklide tanımadığımız insanlarla konuşmamamız mı gerekiyordu acaba?
Metro’nun “City Hall” kırmızı hattında indik ve yürümeye koyulduk. Burası da en az Bangkok kadar sıcaktı. Ama her dükkanın içinde çalışan klimalar sokakta yürüyen insanları da bir nevi serinletmeyi başarıyordu. Yerlerde çöpe rastlamak neredeyse imkansızdı. Ama her yerde inşaat vardı. Sanki ülkeyi baştan yapılandırıyorlardı. Ya da büyüyorlar veya gelişiyorlardı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder