1 Nisan 2010 Perşembe

THAILAND “CHIANG MAI “




İlk günümüz gayet yumuşak geçti. Günlerdir yatak ve yumuşak bir zemin görmeyen sırtımın artık acımaya başladığını söylesem abartmış olmam herhalde diye düşünüyorum.


Yolculuğumuz esnasından bir çok “Yemek kursu” görüp her nedense katılmaya kendimi yeterince teşvik edememiştim. Belki de Isaak ile tanışmış olmanın bana sağladığı en büyük değer bir yemek kursuna katılmaktı. Belki de asıl tanışma nedenimiz buydu ya da bu değildi ama bu bir başlangıçtı. Yol da tanıştığımız yeni arkadaşlarımızla birlikte, akşam için önce yemek yiyip sonra da bara gitmek üzere sözleştik. Akşam Saat 20.00 sularında hepimizin bir araya gelmesini beklerken, Isaak bana yarın yemek kursuna katılacağını,ona eşlik etmek isteyip istemediğimi sordu. Elbette böyle bir teklifi artık, ayaklarıma kadar gelmişken ret etmek çok saçma olurdu. Bu durumda tabi ki bu ince teklifi kabul ettim. Hemen birkaç mutfak araştırıp, hangisinin en iyisi olduğuna karar verdikten sonra ertesi sabah Saat 09.00’da Julie’s den hareket etmek üzere rezervasyon yaptık. Ve gecenin akıbeti için 4 ayrı ülkeden gelen 8 kişi olarak kendimizi Chiang Mai sokaklarına attık.


İlk durağımız ucuz ve lezzetli Thai yemekleri yapan bir restoran oldu. Ayakkabılarımızı çıkartıp üst kata geçtikten sonra, kendimizi yerdeki puflara attık. Havanın ne kadar sıcak olduğunu kelimelerimle tasvir bile edemiyorum. Önümüze bir fan koydular sağ olsunlar ancak pek bir işe yaradığını yazık ki söyleyemeyeceğim… Bu tip hava şartlarına sahip olan ülkeler de hep acılı ve baharatlı yemekler yenmesi önerilir. Acı vücudu bakterilerden arındırırken aynı zamanda yüksek oranda likit tüketimine neden olarak yine vücudun sağlıklı ve temiz kalmasını sağlarmış. Ah bir de bana sorun, acıdan kaçtıkça tüm Asya yolculuğumu neredeyse baharata ve acıya alışmaya çalışarak acı dolu günler eşliğinde geçirdim. Bu konuda ki dayanıklılık seviyemin oldukça yükseldiği bir gerçek ama hala yiyemediğim yüzlerce yemek olduğunu da sanırım itiraf etmeliyim.


Neredeyse tüm yemek boyunca, üzerimize esen fanın yanı sıra, plastik A4 menü ile kendimi yelledim durdum ama ne fayda… Sonunda restorandan çıkmayı başardığımızda kendimi çok mutlu hissediyordum. Kaş ile göz arasındaki sohbetlerimiz de Isaak’in ailesinin sağır olarak dünyaya geldiklerini öğrendim. Elbette sağır anne ve babadan, oldukça zeki ve sempatik saplıklı bir bebek dünyaya gelmişti. İçimden, onun için yaşamın ilk günlerinin aslında ne kadar da farklı olduğunu düşünmeden edemedim. Sormak, sormak onu sorulara boğmak, her detayı öğrenmek istedim. Ancak elbet bu sınırı iyi tutturmak gerekiyordu bu nedenle bu sorularımı ertelemenin etik olarak daha doğru olacağına karar verdim. Bu durumda Isaak Amerikalı olduğu için mükemmel bir İngilizceye sahip iken, annesi ve babası sayesinde mükemmel bir işaret diline de sahipti. Elbette konuşmaya başlamadan evvel işaret dilini öğrenmişti. Aynı zamanda akıcı İspanyolca da konuşuyordu. Ama her nasılsa işaret dili, İspanyolcadan daha çok ilgimi çekti ve Isaak sayesinde bu dili neredeyse az bucuk da olsa öğrenmeye başladığımı söyleyebilirim.


Gece boyunca tüm diyaloglarımız müthiş derin ve yüzeyden kilometrelerce uzakta seyir etti. Uzun zamandır, bu mana da derin muhabbet edebildiğimiz, entelektüel seviyesi yüksek gezginlere rastlamamıştık. Bu yorucu günün ardından vardığımız gece artık yorgunluğumuzun ortaya çıktığı an olduğundan, gecemizi erken bitirmenin hepimizin sağlığı açısından daha doğru olacağına karar verdik. Ve huzurlu bir uyku çekmek için otele doğru yola koyulduk. Ne de olsa ertesi gün Tay yemeği yapmayı öğrenirken oldukça fazla efor sarf edecektik.

1 yorum:

  1. Acili ve baharatli yemeklere karsi aslinda dusundugunden cok daha fazla alistin arkadasim.Seninle asaga yukari ayni tadlarda yemek yemeyi severken, oradayken yemeklere koydugun soslardan dehset ve aci dolu anlar yasadigimi hatirliyorum :)))Ben su ve kolayla bile o acidan kurtulamazken senin gayet keyifle yemegine devam edebildigini sahsen gordum :)))
    PS: yemek kursunda ogrendiklerini denemek icin sabirsizlaniyorum fyi!

    YanıtlaSil