Turistik bilindik gezilerden farklı,birkaç günde değil emek vererek hazırlanmış, gerçek deneyimlerin yer aldığı, alışılmışın dışında bilgilere yer veren, görsel zenginliği bol olan, interaktif ve samimi bir gezi portalı. Hiç birşeyin imkansız olmadığının kanıtı, her yolun öyle veya böyle asla geri dönülmez olmadığının simgesi. Gezen gezmeyen, ilgilenen ilgilenmeyen, seven sevmeyen herkesin kendinden bir şeyler bulduğu kaçamak noktası.Dünya sadece sizin etrafınızda dönüyor! Şimdi keşfetme zamanı.
3 Nisan 2010 Cumartesi
PAI CANYON
Yine yolun sağ tarafında Pai Kanyon yazısını tesadüfen görmüş olmaktan dolayı sevinç duyuyorduk. Neredeyse tüm Tayland’da yol tabelaları yerel dilde neredeyse sansktritçe’ye yakın bir dilde yazılıyordu. Bu durumda herhangi bir yer de kaybolduğunuz takdirde, nerede olduğunuzu tabela üzerinden bulmak yerine, herhangi birine bağırarak sadece sormanız yeterli olacaktır. İşi uzatıp “ Affedersiniz, Pai Kanyon ne tarafta acaba?” diye bir sorgu sual şekline bürünürseniz yandınız. Size dediklerinizden hiç bir şey anlamamış gibi bakan Tayland’lılarla açık ve basit iletişim kurmanız gerekiyor. Yani “Paiii Cannnnyoooooon?” diye çığırırsanız onlar size el kol yordamıyla yolu mutlaka tarif edeceklerdir. Nitekim vardığımız alanda bekleme alanı gibi bir şeydi. Hava kadar sıcaktı ki,yol boyunca ara ara tente açmış insanlar su ve içecek sprite, kola veya buna benzer meşrubatlar satıyorlardı. Bu durumda, meşrubatçı amca yukarı doğru çıkmamızı önerdi. Biz ne var orda diye sorduk o da en basit şekliyle “güzel manzara” diyerek yanıtladı. Keşfetme zamanıydı demek… Tabana kuvvet, tırmanmaya başladık. Ortalama 10 dakika sonunda zirveye ulaştığımızda, ikimizin de kıpırdayacak gücü kalmamıştı. Dudaklarımın kuruduğunu, midemin çekildiğini hissediyordum. Hah suyumuz da tam bitecek zamanı bulmuştu. Bir gölgenin altında 2 dakika dinledikten sonra kendimizi fotoğraf çekmek üzere yanan güneş ile yıkılan manzaranın ortasına attık. Daha evvel de kanyon görmüştüm, tamam bu da hiç fena bir kanyon değildi ama hani biraz küçük müydü neydi? Ama Kanyonu da Pai kadar sempatikti. Şimdi artık daha serin bir yere gitmeliydik, öğlen güneşinin altında ne saçmalıyorduk ki öyle? Ve evet tam da düşündüğümüz gibi “Hot spring” Pai’ın en önemli yer altı kaynaklarından biriydi. Ama bizim bu sıcakta hot spring’de işimiz neydi ki? Cold Spring olsaydı haydi bir derece… Ama bunu görmeden tabi ki Pai’den ayrılmayacaktık ve ilk hedefimiz elbette yine hot spring oldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder